31 Aralık 2010 Cuma
anlaşılmaz,yaşanır
*Ajdar ve onun özgüvenine sahip insanlar
*Serdar Ortaç ve onu sevenler
*Tolga Karel'i yakışıklı bulanlar
*Saçların uçlarından uzadığını zanneden ve bu yüzden sürekli kestirildiğini düşünenler
*Altın rengi parlak allık kullananlar
*Saçları küt denicek kadar kısa olup anlamsızca belli olmadığını zannedip kafalarındaki postişi sallayarak yürüyen hatun kişiler
*Dişlerini fırçalamadan yıllarca yaşayabilen insanlar
*Sahnedeyken "ben de bi şarkı söyleyebilir miyim?" diye direten , iplenmediği halde defalarca bunu tekrarlayan insan modelleri
*Bayan vokalden Duman,Mor ve Ötesi,Metallica,Pentagram dinlemenin hiçbir anlamı ve ya esprisi olmayacağını düşünemeyen ve aynı şarkıları yıllarca grupların çalmaktan sıkılmadıklarını ama kendilerinin dinlemekten sıkıldıklarını söyleyen insanların her programda yine de o şarkıları inatla pavyon usülü peçeteye yazıp yollamaları( asla çalmayacağız :B )
*Ve son olarak sevgilileri yanlarındayken oyun oynayan ya da başka herhangi bişeyle bireysel olarak ilgilenen insanlar
*Serdar Ortaç ve onu sevenler
*Tolga Karel'i yakışıklı bulanlar
*Saçların uçlarından uzadığını zanneden ve bu yüzden sürekli kestirildiğini düşünenler
*Altın rengi parlak allık kullananlar
*Saçları küt denicek kadar kısa olup anlamsızca belli olmadığını zannedip kafalarındaki postişi sallayarak yürüyen hatun kişiler
*Dişlerini fırçalamadan yıllarca yaşayabilen insanlar
*Sahnedeyken "ben de bi şarkı söyleyebilir miyim?" diye direten , iplenmediği halde defalarca bunu tekrarlayan insan modelleri
*Bayan vokalden Duman,Mor ve Ötesi,Metallica,Pentagram dinlemenin hiçbir anlamı ve ya esprisi olmayacağını düşünemeyen ve aynı şarkıları yıllarca grupların çalmaktan sıkılmadıklarını ama kendilerinin dinlemekten sıkıldıklarını söyleyen insanların her programda yine de o şarkıları inatla pavyon usülü peçeteye yazıp yollamaları( asla çalmayacağız :B )
*Ve son olarak sevgilileri yanlarındayken oyun oynayan ya da başka herhangi bişeyle bireysel olarak ilgilenen insanlar
Ben olsam sevgilimle uyurdum misal.
28 Aralık 2010 Salı
ay hiyır yuğ bikağz ay siğ ded piğpıl.ay fiğl yuğ
Bülent Ortaçgil'in yeni albümü "beni benden aldı".
25 Aralık 2010 Cumartesi
fiilimsi
gittik gittik denize açıldık
rüzgarlara bindik taşındık
zamanla süzülürüz bilinmeze
kaptanınız yaşlı ve usta
güneş kızgın tepemizde
yan yatmışız dostumuz poyraza
adalar..artık dar gelır bana bu odalar
adalar herşeyden uzak
adalar inssanlar gibi
su altından tutuşmuş elleri
dümene yapışmısım sevgilim sanki
ipsizliğin ortasında
limanda yok artık rotamızda
dökülmüş ustume bır kova yakamoz
yıldızlı hem yaldızlı
aşıklı bir öyküde başroldeyiz
adalar..artık dar gelir bana bu odalar
adalar herşeyden uzak
adalar insanlar gibi
su altından tutuşmuş elleri
adalar insanlar gibi
su altından tutuşmuş elleri
24 Aralık 2010 Cuma
22 Aralık 2010 Çarşamba
beyin çok garip bişey hakkaten.
Neler düşünmeye sebep oluveriyor durduk yere.."neden?" cevabını duyasım var mı bilmiyorum aslında.Eğer bi gün delireceksem şuan olmalı o zaman dilimi..İnandırılmaya ihtiyacım var, havada asılı kaldım.
15 Aralık 2010 Çarşamba
Ben'cillik güzeldir,Kendinizle uğraşın,benim gibi.
Evet kendimi çok seviyorum.Evet geçtiğimiz şubat ayından beri tam 9 kilo aldım,tombik oldum bazılarınıza göre, bazılarınıza göre iyiyim böyle.Ama dedim ya kendimi herşeyimle çok seviyorum.Sevmemek için bi nedenim yok çünkü.10 sene sonra yaşlanmış olucam,çizgilerim olucak.Seninde..
Benim kilo vermem ya da boyumun uzun olmasıyla alakalı sana plaket verilmeyecek.Benim de hayatım değişmeyecek.Perde falan asarım en fazla ve ya da en üst raftan tabak alırım. (Ha derdinse bilmelisin ki bunları birilerine yaptırmak daha hoş şuan.:D)
Fesatlığı bırakıp herkes sevsin önce kendini.Kendini sevmeyen başkasını zaten sevemez.
Ha zorunda da değildir o ayrı.
Benim kilo vermem ya da boyumun uzun olmasıyla alakalı sana plaket verilmeyecek.Benim de hayatım değişmeyecek.Perde falan asarım en fazla ve ya da en üst raftan tabak alırım. (Ha derdinse bilmelisin ki bunları birilerine yaptırmak daha hoş şuan.:D)
Fesatlığı bırakıp herkes sevsin önce kendini.Kendini sevmeyen başkasını zaten sevemez.
Ha zorunda da değildir o ayrı.
Gözlerinden öperim sevgili anonim.
30 Kasım 2010 Salı
colgate candır
Sigara kahve tüketenler! Diş fırçalamamak için bunu bahane yapmamalısınız,gerçekten karşılıklı gelip konuşmak durumunda kaldığımda gülmemeniz için dualar ediyorum.
Sigara kahve tüketmeyenler! Dişlerinizi fırçalamamanız gerektiğini mi söyledi biri size?Nefesiniz berbat kokuyor!
Gerçekten isyanım var abi,asabiyim yani.Sırf bu sebepten ilişkinizin bitme riski var,biliyor muydunuz?
Sigara kahve tüketmeyenler! Dişlerinizi fırçalamamanız gerektiğini mi söyledi biri size?Nefesiniz berbat kokuyor!
Gerçekten isyanım var abi,asabiyim yani.Sırf bu sebepten ilişkinizin bitme riski var,biliyor muydunuz?
23 Kasım 2010 Salı
22 Kasım 2010 Pazartesi
21 Kasım 2010 Pazar
20 Kasım 2010 Cumartesi
19 Kasım 2010 Cuma
Varlığımın farkında olanlar rahatsız mı ediyor? "bakma,görmezsin"
" Yazıkları oynayan zavallı yalancı..Bak bana , tek zararın çenemi yorman."
Yamacımda kazık var.Oturmak ister misin?
Bana yalan söylemeyin, türünüzü biliyorum.Susmamı "yedi" olarak algılamanız yapacağınız en büyük hata olur çünkü unutmanızı bekliyorum.Beklemediğiniz bi anda dirseğimi görüverirsiniz burnunuzun dibinde.En salak sizsiniz,size 5 puan.
18 Kasım 2010 Perşembe
16 Kasım 2010 Salı
12 Kasım 2010 Cuma
11 Kasım 2010 Perşembe
10 Kasım 2010 Çarşamba
9 Kasım 2010 Salı
3 Kasım 2010 Çarşamba
malımıza sahip çıkalım
Uzun zaman sonra geri dönmen ne hoş , "eski" olduğunu anlattığımda bunu kimseye anlatmamam için söz istemiştin ya hani ben de susmuştum..
Duysun herkes , söz veriyorum.
2 Kasım 2010 Salı
1 Kasım 2010 Pazartesi
huyunuza gittim,gelicem.
Bişeyler var çok rahatsız ediyor,tadını çıkaramıyorum yaşadığım mutlu anların.Bu 'bişey' etkeninin çevre olması daha da sinir bozucu tabi.Çok şey beklemiyor,istemiyorum.Azla yetinebilirim gayet,'az' ı gösterirseniz..Dediğim gibi baskıdan hiç hoşlanmıyorum.Hele ki bu hayatımla ilgili olacaksa sinirlenebiliyorum ukala ve küstahlığınıza.Bu yüzden herkes kendi hayatına baksın,kimseyi üzmek gibi bi derdim yokken beni anlayın.İstediğim şeyi istediğim gibi yaşayamiyorum,sebebi ; değer verdiğim siz hayatıma müdahale etme lüksünu buluyorsunuz bazen bazı konularda kendinizde..OYsa çok benzer durumlar yaşadığınızda kimse sizi yargılayamazdı,yargılamadı,yargılatmazdınız da.Şimdi bencillik yapmayin da biz de mutlu olabilelim..Aa-a yoksa rol yapmamı mı tercih ederdiniz?
26 Ekim 2010 Salı
ben'cil kokular
Colgate diş macunu.
Soft musk.
Aseton.
Yeni boyanmış duvarlar.
Yeni çekilmiş fotokopi.
Soft musk.
Aseton.
Yeni boyanmış duvarlar.
Yeni çekilmiş fotokopi.
Yeni alınmış henüz yıkanmamış pamuklu herhangi bişey.
Haşlanmış mısır.
Kızartma.
Limon veya limonlu herhangi bi tatlı.
Mentol.
20 Ekim 2010 Çarşamba
17 Ekim 2010 Pazar
3 Ekim 2010 Pazar
öylesine doğduysanız,kendinize sebep edinsenize.Yazık değil mi kafadan 40 yıl boşa yaşıyorsunuz.
Sonbahar güneşinde geçici paçoz parıldamalar,ama benim çok renkli ve şekil güneş gözlüklerim var!
Seviyorum sizi,varlığınızı bilmek durumunda kalmama rağmen.Muk.
28 Eylül 2010 Salı
derin bi nefes alıp gülmemeyi denedim.Yapamadım,komikti.
"-sana bakıyordum,hep..
-görmedim,hiç.. dedim.
-çünkü sen de başka birine bakıyordun. "
Donakalmıştım.Hayatımı bi yerde kaçırdığımı düşündüm,çok üzüldüm.Beni başka birinin bu kadar sevmesine üzüldüm,çünkü hayatım için dilediğim dileğin beni kendi hayatına uygun olmam için soyutlaştırmasını izlerken o 'biri' ya da 'birileri'lerine sırtım dönüktü.Düşünmekten tiksindim sonra.O zaman dilimi içinde soyut birşeyi somut şekilde savunmak için kurduğum cümlelerin yüzüne tükürdüm,üzerine kustum.Ellerim üşüdü sonra,kollarını uzattım ceketimin ve ellerimi içeri çekip uç kısımlarını avucumla kapattım.Hala üşüyorlardı ama ben ısıtmak istemedim,belki biri avucunda hohlayarak ısıtır diye.Ama kimse gelmedi,ben de beklemedim.Antonyo geldi."Nasılsın?" dedim,başımı omzuyla boynu arasına yaslayıp "şimdi daha iyiyim" dedi.Uyuduk sonra.
-görmedim,hiç.. dedim.
-çünkü sen de başka birine bakıyordun. "
Donakalmıştım.Hayatımı bi yerde kaçırdığımı düşündüm,çok üzüldüm.Beni başka birinin bu kadar sevmesine üzüldüm,çünkü hayatım için dilediğim dileğin beni kendi hayatına uygun olmam için soyutlaştırmasını izlerken o 'biri' ya da 'birileri'lerine sırtım dönüktü.Düşünmekten tiksindim sonra.O zaman dilimi içinde soyut birşeyi somut şekilde savunmak için kurduğum cümlelerin yüzüne tükürdüm,üzerine kustum.Ellerim üşüdü sonra,kollarını uzattım ceketimin ve ellerimi içeri çekip uç kısımlarını avucumla kapattım.Hala üşüyorlardı ama ben ısıtmak istemedim,belki biri avucunda hohlayarak ısıtır diye.Ama kimse gelmedi,ben de beklemedim.Antonyo geldi."Nasılsın?" dedim,başımı omzuyla boynu arasına yaslayıp "şimdi daha iyiyim" dedi.Uyuduk sonra.
26 Eylül 2010 Pazar
Shakespeare'in Büyük Yalanı
"Kompozisyondan uzak perde oyununu izlemek başımı döndürünce,midemde gözlerimi ilk açtığım zamanki bulantıyı yeniden hissettim.Kusmaya hiç takatim olmadığından,bakışlarımı güçlükle diğer tarafa çevirdim.."
110 - bu benim dünyam - buyukrock.com | video.mynet.com
12 Eylül 2010 Pazar
Eskiden sık okurdun burda yazdıklarımı,kaç gün sonra farkedip belli edicek bi cümle kuracaksın bakalım..
8 ay sonra ilk defa yalnız hissediyorum,teşekkür ederim alıştırdın ve yokoldun.sorun değil insanoğlu yenilenir,başka alışacak şeyler bulur..
Bana öyle bi sebep vermeliydin ki bugün, seni bi ömür karşındakilere,karşımdakilere savunabileyim.Gücüm yok,beni yıkan sensin.Önemini yitirdi,sebebi sensin.Haftalardır bu haldeyim,bekledim,"gerçek bu ,huzur yaratır." dedim.Bugün 3 gün önce inşasını bitirdiğim tek kalemi başka yöne bakarken sırtını dayayıpta yıktın.Bugün bununla alakalı sakladığım son gözyaşı hakkımı da akıttın.Ben artık hayatımın geri kalan bölümü için belki ,olsun, seni değil mutlu olmak için bekliyorum.Keşke seni istediğim bu haybeye geçen zaman içinde ne kadar önemli olduğunu anlayıp gerçek çabalar sarfetseydin,yenilmez olabilirdik.Görüyorum "sensiz devam edemem" şeklinde "hayat?!" ına devam edişini.Mutlu ol da işe yarasın bari,verdiğin sözleri unuturum ben,sorun değil.. :)'Düş'süz kaldın çocuk adam,Hadi hoşçakal.
22 Ağustos 2010 Pazar
17 Ağustos 2010 Salı
3 Ağustos 2010 Salı
Lebron
Neden Harun Kolçağın hemen tüm şarkılarının başında ya pantolonunun paçalarını kapri olacak şekilde kıvırmış,üzerinde bol bi triko kazakla sahilde yürüyen bi adam ya da renkli arka plan ve senkronik olarak şarkıyla uyumlu şekilde değişen çerçeveler içinde abuk subuk ellerini yumruk yapmış şekilde dans ettiğini zanneden gayet permalı bi adet Harun Kolçak hayal etmeme sebep bi intro var ?! O kadar mı hastayım lan ben?
Ve neden Hayko Cepkin le sesleri şuan bana çok benziyormuş gibi geldi ? Bu ikili çok tehlikeli ki ama. Olmaz,olmamalı ğğ
Uykum yok evet.
Ve neden Hayko Cepkin le sesleri şuan bana çok benziyormuş gibi geldi ? Bu ikili çok tehlikeli ki ama. Olmaz,olmamalı ğğ
Uykum yok evet.
22 Temmuz 2010 Perşembe
Önce kendimi affetmeliyim.Ruhum geri gelsene,özür dilerim!
Öyle bi sebep ki her hatayı yapabilirsin,bu en ağırıdır bilirsin.
Ama sonra bakarsın hataların yargıcın olmuş,kendini asıyorsun.
Halatınsa arkana bakarken önüne çıkan taşların,hani takılıp düştüğün..
Ama sonra bakarsın hataların yargıcın olmuş,kendini asıyorsun.
Halatınsa arkana bakarken önüne çıkan taşların,hani takılıp düştüğün..
Dizlerindeki yaraların acısına rağmen,boynuna ipini kendin geçirirken farkedersin.
Çok pişmansındır çünkü insansındır,bu boğazını düğümler,söyleyemezsin ..
Zarar ziyan çoktur,sebeplisi yoktur..Vardır.Ama suçlu sensindir.
içses:"Çünkü Eros'un okunu,o daha atmadan elinden alıp kendine sapladın salak!."
[Kronos Erosla ortak çalışmalı.]
[Kronos Erosla ortak çalışmalı.]
Tüm değer verdiklerin merkezkaç kuvvetinden dolayı o an 3. tekildir.Yine de yaptıklarına kefildir..Bilir,görür,kusar,susar..Haklı haksız yoktur,suçlu suçsuz çoktur.
Midemi bulandıran şeyler kusunca bitse keşke.İnsan olmak zor geliyor şuan.Ağırlığı var.Somut o.Çok.
malum
"Antonyo!Ellerimi bağla,gözlerimi sımsıkı yumarım ben.Bunları yaparken neden sorma bana.Bi sen kaldın yardım edecek ey en kadim soyut dostum!İyi değilim ben çünkü,zamanı iyi kullanamadım,yaşlandım,yorgunum..
Ağzımı bantla Antonyo.Çok konuştum 23 yıldır.Hadi veda et bana..Gülümse ve sırtımdan nehire it beni..Hadi Antonyo.Yarın yine aynı yerde aynı saatlerde nasıl olsa.."
Antonyo!Ayaklarımı da bağlar mısın?Sonra da bak gözümün içine,anla ne kadar uyumsuzum dünyamla..Beni maviye götürsene Antonyo..Suya karışmalıyım.Başka hiçbirşey yapamıyorum.Belki çözünürüm hem ..
Ağzımı bantla Antonyo.Çok konuştum 23 yıldır.Hadi veda et bana..Gülümse ve sırtımdan nehire it beni..Hadi Antonyo.Yarın yine aynı yerde aynı saatlerde nasıl olsa.."
21 Temmuz 2010 Çarşamba
kurtar beni Antonyo
Renkleri severim ama farklılık yaratırlar
Bu yüzden gridir düşlerim benim.Rengi aynı tonu farklı,gölgeli..
Bi onlardan eminim bu ara.Herkese inatla savunabilirim.Kendimce ispatlarım da.
Sebebi benim,Hepsi benim!
Bu yüzden gridir düşlerim benim.Rengi aynı tonu farklı,gölgeli..
Bi onlardan eminim bu ara.Herkese inatla savunabilirim.Kendimce ispatlarım da.
Sebebi benim,Hepsi benim!
20 Temmuz 2010 Salı
zona
göremedim gelişini,
farketmedin sevişimi,
konu değil,hayra yor.
farketmedin sevişimi,
konu değil,hayra yor.
benim için çok
senin için yok
doğru değil,aynılık zor.
senin için yok
doğru değil,aynılık zor.
şimdi yine kandığım zanlı
sonunda elleri kanlı
bitişiyle başlangıcın
noktasıyla çözer sandı
yargılanan meçhul biri
bilinmedi,görülmedi
son kez arkasına baktı
kimseleri göremedi.
son kez aynasına baktı
kendini de göremedi..
iyi miydi bilemedi
bilineni çözemedi.
sonu geldi,bunu gördü
bi hoşçakal diyemedi.
15 Temmuz 2010 Perşembe
sebebim var,biliyorsun.
Konumuz "Ben seni arayamam.."
Bu şarkıyı ilk çıktığında dinlerken gerçekten sözlerinin hangi kafayla yazıldığını çok merak etmiştim, hatırlıyorum. Anlamaya uğraştığım şeyse şuydu tam olarak; "bi insan bir insanı neden arayamasın arkadaşım? Yani özlemişsindir eski sevgilindir o zaman böyle gizli özneli, çok kapalı cümlelerle ne diye isyan şeklinde "ben seni arayamam" dersin ki? Ararsın olur biter. Açmazsa onun biliceği iş.. Ama aranır yani. Aranmaz mı? Aranır lan. Ben ararım..
Evet, sık sık monolog kurarım kendimle. "monolog kurmak " ğğ . İlk defa 'monolog' u cümle içinde kullanmakta çok zorlandım. Hangi eylem yüklem olur ki monologa? Hayda :S Yine çok ironik oldu lan :D
Neyse..Parçanın çalmasıyla resmen uyandım. Bi prens varmış meğersem, taş gibiymiş de, öperek uyandırmış beni sanki.. Öyle.. :p
Bu şarkıyı ilk çıktığında dinlerken gerçekten sözlerinin hangi kafayla yazıldığını çok merak etmiştim, hatırlıyorum. Anlamaya uğraştığım şeyse şuydu tam olarak; "bi insan bir insanı neden arayamasın arkadaşım? Yani özlemişsindir eski sevgilindir o zaman böyle gizli özneli, çok kapalı cümlelerle ne diye isyan şeklinde "ben seni arayamam" dersin ki? Ararsın olur biter. Açmazsa onun biliceği iş.. Ama aranır yani. Aranmaz mı? Aranır lan. Ben ararım..
Evet, sık sık monolog kurarım kendimle. "monolog kurmak " ğğ . İlk defa 'monolog' u cümle içinde kullanmakta çok zorlandım. Hangi eylem yüklem olur ki monologa? Hayda :S Yine çok ironik oldu lan :D
Neyse..Parçanın çalmasıyla resmen uyandım. Bi prens varmış meğersem, taş gibiymiş de, öperek uyandırmış beni sanki.. Öyle.. :p
7 Temmuz 2010 Çarşamba
6 Temmuz 2010 Salı
herkese şapur şupursa ben istemem tabi.
Efendim..
Birileri vardır,her istediklerinin kendilerinin olmasını isterler,aslında bunu her insan ister ama bu birileri dediğim kesimi farklı yapan yani 'birileri' sıfatını yapıştıran şudur ki : istenilen şeylerin arasında 1 den fazla,düşünebilen,karar verme yetisi olan ama asla bunu doğru düzgün uygulayamayan canlı olan insan varsa ve bu organizmalardan biri veya birkaçı da onu isterse ve o 'birileri' de bunu bilirse,üstüne üslük birde bu 'birileri' zaten birşeylere fazlasıyla sahipse ama yine de durumun çıkmazlığını kendi lehine çevirmekte ısrarlı ise ve siz bunu olayların içinde yada dışında izleyen biri iseniz kaçın. :D tam ters istikamete yol almalısınız hemde arkanıza "geliyor mu " diye bakmadan.
Yaşın tecrübe ile alakası olmadığı bilincine sahip arıza insan mıknatısı birinin görüşlerini ne kadar dikkate alırsınız bilemiyorum doğrusu.Bunun için fazlaca rahat düşünmeniz gerek sanırım.Ama ben günlük terapi yazımı yazıp rahatlarken sizinde "vaynassını lan ne yaşadı ki bu kadar uzun cümleler kurabiliyo gecenin bu vaktinde?" diye azıcık düşünmenizi isterim açıkçası.Çünkü o zaman aslında anlayamayacağınız herhangi bi konuyu birebir 'esas kız' yahut ' esas oğlan' şeklinde yaşarken tam manasıyla ne demek istediğimi kavrayacaksınızdır.Bu da hem haklı çıktığım için benim egomu hem sizin kafanızdaki soruları tatmin edecektir.
Konuya geri döneyim..
Şimdi efendim; hayatımızı oluşturan temel etmenler dün,bugün ve yarın değil midir?Evet.
Ama dünün aslında sadece teşhir özelliği vardır üzerimizde.Çünkü adı üstünde artık adı 'dün'dür.Dolayısıyla sadece işimize gelen şeyleri hatrlayıp üzülecek yada sevineceğizdir.Dünü geçelim.
Bügün,en önemli etken gibi görünür çünkü aynı zamanda yakın geleceği de içerir.Şöyle ki : 1 saat sonramızda salı günü olacağından yakın gelecek aslında bugün kapsamındadır.Dolayısıyla 'anı yaşa' olayı tamamen zırvalıktır.Kişisel bozukluklarımıza uyduramadığımız her bahane için su götürmez bir 'bepanthene' işlevi görür.
bkz: 'Elimden birşey gelmiyor,anlamıyorsun,neyse nasıl istersen öyle olsun..'
Adeta 'bir tek dileğim var mutlu ol yeter.'tadında cümleler.O Emrah kokusunu aldınız mı?Evet buram buram.
Yarın..Düşünmesi en anlamsız gözüken aslında hayatımızı sürdürmemizi sağlayan yegane soyut olgu.
Şimdi eğer dünle yaşıyorsanız aptal,bugünle yaşıyorsanız egoistsiniz bana göre.Yarınla yaşayamazsınız çünkü hiç bi zaman yarın gelmez.Yoktur aslında öyle birşey.Yatarız kalkarız 'yarın' değil 'bugün' olur.
Demek istediğim azizim ; ne dünlerin çok diye bugünlerine taşımalı,ne de önüne bakmadan bugününe sıkışmalı.
"Ne dünlerdi ya.."derken yürümeye devam edebilmeli.(bkz: Tuğberk Acar.)
Yarın yok azizim.Yarın yok.Yarın içinde.
Birileri vardır,her istediklerinin kendilerinin olmasını isterler,aslında bunu her insan ister ama bu birileri dediğim kesimi farklı yapan yani 'birileri' sıfatını yapıştıran şudur ki : istenilen şeylerin arasında 1 den fazla,düşünebilen,karar verme yetisi olan ama asla bunu doğru düzgün uygulayamayan canlı olan insan varsa ve bu organizmalardan biri veya birkaçı da onu isterse ve o 'birileri' de bunu bilirse,üstüne üslük birde bu 'birileri' zaten birşeylere fazlasıyla sahipse ama yine de durumun çıkmazlığını kendi lehine çevirmekte ısrarlı ise ve siz bunu olayların içinde yada dışında izleyen biri iseniz kaçın. :D tam ters istikamete yol almalısınız hemde arkanıza "geliyor mu " diye bakmadan.
Yaşın tecrübe ile alakası olmadığı bilincine sahip arıza insan mıknatısı birinin görüşlerini ne kadar dikkate alırsınız bilemiyorum doğrusu.Bunun için fazlaca rahat düşünmeniz gerek sanırım.Ama ben günlük terapi yazımı yazıp rahatlarken sizinde "vaynassını lan ne yaşadı ki bu kadar uzun cümleler kurabiliyo gecenin bu vaktinde?" diye azıcık düşünmenizi isterim açıkçası.Çünkü o zaman aslında anlayamayacağınız herhangi bi konuyu birebir 'esas kız' yahut ' esas oğlan' şeklinde yaşarken tam manasıyla ne demek istediğimi kavrayacaksınızdır.Bu da hem haklı çıktığım için benim egomu hem sizin kafanızdaki soruları tatmin edecektir.
Konuya geri döneyim..
Şimdi efendim; hayatımızı oluşturan temel etmenler dün,bugün ve yarın değil midir?Evet.
Ama dünün aslında sadece teşhir özelliği vardır üzerimizde.Çünkü adı üstünde artık adı 'dün'dür.Dolayısıyla sadece işimize gelen şeyleri hatrlayıp üzülecek yada sevineceğizdir.Dünü geçelim.
Bügün,en önemli etken gibi görünür çünkü aynı zamanda yakın geleceği de içerir.Şöyle ki : 1 saat sonramızda salı günü olacağından yakın gelecek aslında bugün kapsamındadır.Dolayısıyla 'anı yaşa' olayı tamamen zırvalıktır.Kişisel bozukluklarımıza uyduramadığımız her bahane için su götürmez bir 'bepanthene' işlevi görür.
Bunun gibi özellikle gizli özneli kurulmuş bir kaç cümle daha vardır örneklendirebileceğim ki gerçekten gördüklerimizle çeliştiğinde çok sinirlendirir bizleri.Ki sonuna kadar katıksız haklıyızdır.
bkz: 'Elimden birşey gelmiyor,anlamıyorsun,neyse nasıl istersen öyle olsun..'
Adeta 'bir tek dileğim var mutlu ol yeter.'tadında cümleler.O Emrah kokusunu aldınız mı?Evet buram buram.
Yarın..Düşünmesi en anlamsız gözüken aslında hayatımızı sürdürmemizi sağlayan yegane soyut olgu.
Şimdi eğer dünle yaşıyorsanız aptal,bugünle yaşıyorsanız egoistsiniz bana göre.Yarınla yaşayamazsınız çünkü hiç bi zaman yarın gelmez.Yoktur aslında öyle birşey.Yatarız kalkarız 'yarın' değil 'bugün' olur.
Demek istediğim azizim ; ne dünlerin çok diye bugünlerine taşımalı,ne de önüne bakmadan bugününe sıkışmalı.
"Ne dünlerdi ya.."derken yürümeye devam edebilmeli.(bkz: Tuğberk Acar.)
Yarın yok azizim.Yarın yok.Yarın içinde.
3 Temmuz 2010 Cumartesi
02:47
"Başkası olma kendin ol" demiş ünlü düşünür Tarkan.
Neden demiş? Çünkü öyle çok daha güzelmişsin de ondan.
Doğru demiş.Öyleyse ona 73846698237409283498239048924 puanmış.
Hiç düşünmemiştim bugüne kadar,biraz önce oturup hayatımı düşündüm.Ne kadar mucizevi şeyleriz aslında.(Dine bağlamıycam bunu.O kısmı konuşmak bana göre değil zaten.)Neler neler yaşamaktayız,günler gerçekten çabuk geçmekte,yaşlanmaktayız.
'Yaş'lanmak.Her biten seneyi ömrümüzü saymak için kullanmak yani.Doğum günlerimiz ve yılbaşları olmasa asla farkında olmayacağız belki de.Ama o günler sanırım birazda insanoğlunun egosunu çok açık şekilde etiketlediğinden olsa gerek ,kutlamalara bahanemiz olan günlerden ya; işte o yüzden sadece 1 2 ay kala bi inadına farkındalık durumu hararetli şekilde basar.Hele de yalnız ve belli bi yaşın üstündeysen.Abbaov!Halbuki bence herkesin hayat standartlarının farklı olduğunu bahane yapabiliriz kendimize.Kaldı ki belli başlı bazı meslekler var ki; zaten yalnızlıkla tadını çıkarırsın.Örneğin müzisyenlik.Müzisyen adamın hayatı dağınık olur,ki öyle gerekir bence,olmasa da müzikle gerçekten ilgilenmeye başladığı an dağılacaktır.Dolayısıyla hayatının hangi bölümüne nasıl sıkışmak istenir o kısımdan ben bu halimle bile tereddütlüyüm.Çoğu duyguyu bastırmak,törpülemek gerekicek ki o da özveri olmaktan çıkar benlik değişimi olur.Çünkü belki de seni sen yapan en önemli özelliğini sadece o'nun hayatında olmak için unutacaksın.Sanki -miyormuş,-mıyormuş gibi yapmak durumunda kalıcaksın.Rol yapacaksın.Ve anlaman,anlaması uzun sürecek.Bu yüzdendir ki..Müzikle uğraşan,bu işle gerçekten belli birşeyler yapabiliyor olan adam hayatını sadece kendi için ve kendine göre yaşamalı diye düşünmekteyim.İşin keyfini süremezsen asla bastığın yer sahne zemini olmaz senin için..Tahta,beton,taş olur..
Ve yaşımız 20lerde iken elimizdeki standartlarla bile neler yapabiliriz,nasıl eğlenerek yaşarız aslında bunun farkına varmalıyız bir an önce.Yani aslında diyeceğim şu ki :
'Yaşın' yıldır hayattasın ve geçmişten gerçekten elinde ne kaldı?
İşte bu yüzden farkına var;
Hayat öznelse,'ben'cilce yaşanmalı!
Neden demiş? Çünkü öyle çok daha güzelmişsin de ondan.
Doğru demiş.Öyleyse ona 73846698237409283498239048924 puanmış.
Hiç düşünmemiştim bugüne kadar,biraz önce oturup hayatımı düşündüm.Ne kadar mucizevi şeyleriz aslında.(Dine bağlamıycam bunu.O kısmı konuşmak bana göre değil zaten.)Neler neler yaşamaktayız,günler gerçekten çabuk geçmekte,yaşlanmaktayız.
'Yaş'lanmak.Her biten seneyi ömrümüzü saymak için kullanmak yani.Doğum günlerimiz ve yılbaşları olmasa asla farkında olmayacağız belki de.Ama o günler sanırım birazda insanoğlunun egosunu çok açık şekilde etiketlediğinden olsa gerek ,kutlamalara bahanemiz olan günlerden ya; işte o yüzden sadece 1 2 ay kala bi inadına farkındalık durumu hararetli şekilde basar.Hele de yalnız ve belli bi yaşın üstündeysen.Abbaov!Halbuki bence herkesin hayat standartlarının farklı olduğunu bahane yapabiliriz kendimize.Kaldı ki belli başlı bazı meslekler var ki; zaten yalnızlıkla tadını çıkarırsın.Örneğin müzisyenlik.Müzisyen adamın hayatı dağınık olur,ki öyle gerekir bence,olmasa da müzikle gerçekten ilgilenmeye başladığı an dağılacaktır.Dolayısıyla hayatının hangi bölümüne nasıl sıkışmak istenir o kısımdan ben bu halimle bile tereddütlüyüm.Çoğu duyguyu bastırmak,törpülemek gerekicek ki o da özveri olmaktan çıkar benlik değişimi olur.Çünkü belki de seni sen yapan en önemli özelliğini sadece o'nun hayatında olmak için unutacaksın.Sanki -miyormuş,-mıyormuş gibi yapmak durumunda kalıcaksın.Rol yapacaksın.Ve anlaman,anlaması uzun sürecek.Bu yüzdendir ki..Müzikle uğraşan,bu işle gerçekten belli birşeyler yapabiliyor olan adam hayatını sadece kendi için ve kendine göre yaşamalı diye düşünmekteyim.İşin keyfini süremezsen asla bastığın yer sahne zemini olmaz senin için..Tahta,beton,taş olur..
Ve yaşımız 20lerde iken elimizdeki standartlarla bile neler yapabiliriz,nasıl eğlenerek yaşarız aslında bunun farkına varmalıyız bir an önce.Yani aslında diyeceğim şu ki :
'Yaşın' yıldır hayattasın ve geçmişten gerçekten elinde ne kaldı?
İşte bu yüzden farkına var;
Hayat öznelse,'ben'cilce yaşanmalı!
24 Haziran 2010 Perşembe
...rıleyşınşip vid riyıl layf'z imacıneyşın
Arkadaş olmamanız gereken biriyle tesadüfen tanıştıysanız ve elinizde olmadan bu muhabbet arkadaşlığa doğru gidiyorsa hayata duyduğunuz hayranlık uyandırıcı nefret yüzünden bir küfür hakkınızın olabileceğini düşünmekteyim.
Hayat bizi bazen o kadar saçma sapan durumlarda bırakıyor ki hayran kalıyorum.Hele bu ara oldukça değişik durumların tam da ortasında olayın baş kahramanı olarak buluveriyorum kendimi.Ve bu durumu kimseyle paylaşamamanın verdiği hazımsızlıkla bi soda eşliğinde bu bloğu yazıyorum işte.Sadece yazabiliyorum..
Hani olur ya gaza gelirsin falan.Ya da olayın spontane gelişiminin büyüsü senin bütün düşünme yetini kitlemiştir o an,sadece kendince siyah şeritler çekerek yine kendince rtükler, 'o an'a ayak uydurmaya çalışırsın.Nargile içtikten sonra eğer açsan yarattığı ; baş dönmesi, mide bulantısı , uyuşukluk gibi getirileri olur sonunda.Hoş, zaten bunun olacağını bilirsin. Ve bu o anın daha uzun ve daha sancılı geçmesini sağlar.Ama bu bile senin yaptığın gerzekliği farkedip durmana bi türlü yetmez.Saçmalamar da saçmalarsın.
Aslında belki de iyi olmuştur,bilemediğin şeylerin arasına bir yenisini daha kendi ellerinle,beyninle eklemişsindir.Aferin!(Şimdi yaşça büyük herhangi bir tanıdığım olsa "bunlar hep tecrübe oluyor,öyle deme." derdi.Hemde bunu inanılmaz sinir bozucu bir bilmişlikle ukala bir surat ifadesi eşliğinde yapardı.Hep demek istediğim :" ulan tecrübe diyorsun.Bi insan bi hatayı bi kez yapar kendi kendine.O zaman tecrübeye ne gerek var ki? Hem hadi diyelim ki 2. defa yapıcak oldu aynı hatayı, o zaman zaten bu yaşadığı şeyi hata olarak görmez ,acı çekmez ki.Dolayısıyla bi son vermez,olduda sonu geldi elinde olmadan o zamanda sürünür.Yani işin özü 'Yemişim öyle tecrübeyi'..")Anlamak için konuşmak gerekiyorsa konuşurum ki.Kiminle?Peki.
GERÇEKTEN KONUŞMAMIZ LAZIM!
Bir de bunların yanında istediğim herhangi birşeyin inadına moralim düzelmesin diye olamamasına ne demeli?Nazardan nazardan ğğ
Kafayı yemek üzereyim sanırım.Ve aşırı mı tepki veriyorum yoksa bu hiçbişey değil mi bunu anlamak için daha bir bu kadar daha zaman aşmam gerekiyor.Tek başıma güçlü ve istikrarlı olduğumu düşünürken acaba destek alsam mı diye düşünmüyor değilim.Bunu birilerine 'yazık' etmeden yapmalıyım bunun da eşek gibi farkındayım.
bkz: eşek gibi farkında olmak.
Eşekler herşeyin farkında olan hayvanlarmış meğersem di mi ? ğğ
Gelgelelim hayat bu.Tabi ki spontane gerzeklikler yapacak ki gelecek hakkında endişelerimiz olsun.Çünkü korku hayatın her bölümünde iyidir.Tam anlamıyla bir tuz biber görevi görür.Ekşın candır.
O zaman..
3 2 1 MOTOR!
fesatlaşmazsan.. ğğ
Hani olur ya gaza gelirsin falan.Ya da olayın spontane gelişiminin büyüsü senin bütün düşünme yetini kitlemiştir o an,sadece kendince siyah şeritler çekerek yine kendince rtükler, 'o an'a ayak uydurmaya çalışırsın.Nargile içtikten sonra eğer açsan yarattığı ; baş dönmesi, mide bulantısı , uyuşukluk gibi getirileri olur sonunda.Hoş, zaten bunun olacağını bilirsin. Ve bu o anın daha uzun ve daha sancılı geçmesini sağlar.Ama bu bile senin yaptığın gerzekliği farkedip durmana bi türlü yetmez.Saçmalamar da saçmalarsın.
Aslında belki de iyi olmuştur,bilemediğin şeylerin arasına bir yenisini daha kendi ellerinle,beyninle eklemişsindir.Aferin!(Şimdi yaşça büyük herhangi bir tanıdığım olsa "bunlar hep tecrübe oluyor,öyle deme." derdi.Hemde bunu inanılmaz sinir bozucu bir bilmişlikle ukala bir surat ifadesi eşliğinde yapardı.Hep demek istediğim :" ulan tecrübe diyorsun.Bi insan bi hatayı bi kez yapar kendi kendine.O zaman tecrübeye ne gerek var ki? Hem hadi diyelim ki 2. defa yapıcak oldu aynı hatayı, o zaman zaten bu yaşadığı şeyi hata olarak görmez ,acı çekmez ki.Dolayısıyla bi son vermez,olduda sonu geldi elinde olmadan o zamanda sürünür.Yani işin özü 'Yemişim öyle tecrübeyi'..")Anlamak için konuşmak gerekiyorsa konuşurum ki.Kiminle?Peki.
GERÇEKTEN KONUŞMAMIZ LAZIM!
Bir de bunların yanında istediğim herhangi birşeyin inadına moralim düzelmesin diye olamamasına ne demeli?Nazardan nazardan ğğ
Kafayı yemek üzereyim sanırım.Ve aşırı mı tepki veriyorum yoksa bu hiçbişey değil mi bunu anlamak için daha bir bu kadar daha zaman aşmam gerekiyor.Tek başıma güçlü ve istikrarlı olduğumu düşünürken acaba destek alsam mı diye düşünmüyor değilim.Bunu birilerine 'yazık' etmeden yapmalıyım bunun da eşek gibi farkındayım.
bkz: eşek gibi farkında olmak.
Eşekler herşeyin farkında olan hayvanlarmış meğersem di mi ? ğğ
Gelgelelim hayat bu.Tabi ki spontane gerzeklikler yapacak ki gelecek hakkında endişelerimiz olsun.Çünkü korku hayatın her bölümünde iyidir.Tam anlamıyla bir tuz biber görevi görür.Ekşın candır.
O zaman..
3 2 1 MOTOR!
fesatlaşmazsan.. ğğ
23 Haziran 2010 Çarşamba
tekrar dedim.
Siz siz olun yapmamanız gereken bir şey yaptığınızı düşünüyorsanız zart diye kesin.Yargıyı ertelemeden peşin peşin anı yaşamış olur ne olacağından endişe etmezsiniz.Çok garip bi gece geçirdim.Uyumam gerek.
22 Haziran 2010 Salı
olağanüstülükler her yerde
Hanımböceği'yle sıklıkla görüşmeye başlamadan önce Bella, dolaba kaldırdığı Hokkaburun için örmüş olduğu çorapları merasimle alır,bir süre kucağında sever,gözlerinin yağmuruyla ıslanmaya başladıklarında yine merasimle dolaba kaldırırdı.Kimseye bu ritüelinden bahsetmiş değildi,böyle bir isteği de yoktu.Canlıların duygularını anlayamayacağından korkuyordu;çünkü o zaman kendi de aslında varolmayan bir şeye inanıyor olduğunu düşünmeye başlayabilirdi.Ya da en azından sevgisinin olumsuz enerjiyle kirletilme tehlikesi vardı.Veya canlılar onu güçsüz ve aptalcasına aşık sanabilirler ve acımasız şakalarına hedef yapabilirlerdi."Kısa zaman öncesine kadar duygusuzluğunu baş tacı etmiş Bella'nın şu acınası durumuna bakın hele! "..
Bella sevgisini açığa çıkaramadıkça daha da saydamlaşıyordu.Yapması gerekenin Hokkaburun'un benliğinin merkezine ulaşmak,oraya bir boru yerleştirerek sevgisini kendi öz odacığından doğrudan oraya aktarmak olduğunu düşünüyordu.Madem Hokkaburun kendisini ona tamamen kapatmıştı öyleyse yapabileceği hiçbirşey yoktu.Aslında isyan etmek Bella'nın çok nadir başvurduğu bir rahatlama yöntemiydi.Çoğunlukla kabullenmeye yönelik çabalarını yoğunlaştırır,ancak başedemeyeceği kadar olumsuzluk yüklendiğinde (ki oldukça seyrek olurdu)kendini kurban gibi hissederdi.Gerçi yine de bu durumdan kurtulması fazla zaman almaz,kendiyle hafif utanç dalgası eşliğinde alay ederdi.
Bella'nın en büyük güçlerinden biri hüznün umutsuzluğun yakın arkadaşı olduğunu düşünmesiydi.Dolayısıyla Hokkaburun'a ulaşamamasının yarattığı üzüntüde bile güzelikler görme eğilimine sahipti.Eh,bu güzelliği daha ne kadar takdir edebilirdi,işte bunu yanıtlayabileceğimi pek sanmıyorum.
Bella sevgisini açığa çıkaramadıkça daha da saydamlaşıyordu.Yapması gerekenin Hokkaburun'un benliğinin merkezine ulaşmak,oraya bir boru yerleştirerek sevgisini kendi öz odacığından doğrudan oraya aktarmak olduğunu düşünüyordu.Madem Hokkaburun kendisini ona tamamen kapatmıştı öyleyse yapabileceği hiçbirşey yoktu.Aslında isyan etmek Bella'nın çok nadir başvurduğu bir rahatlama yöntemiydi.Çoğunlukla kabullenmeye yönelik çabalarını yoğunlaştırır,ancak başedemeyeceği kadar olumsuzluk yüklendiğinde (ki oldukça seyrek olurdu)kendini kurban gibi hissederdi.Gerçi yine de bu durumdan kurtulması fazla zaman almaz,kendiyle hafif utanç dalgası eşliğinde alay ederdi.
Bella'nın en büyük güçlerinden biri hüznün umutsuzluğun yakın arkadaşı olduğunu düşünmesiydi.Dolayısıyla Hokkaburun'a ulaşamamasının yarattığı üzüntüde bile güzelikler görme eğilimine sahipti.Eh,bu güzelliği daha ne kadar takdir edebilirdi,işte bunu yanıtlayabileceğimi pek sanmıyorum.
Belda Öztürk [ayakları sıcak tutalım]
21 Haziran 2010 Pazartesi
ve her ne yöne gidersen git beter gibi sonsuz ama yoksun nedenin yoksa."yokum nedenim yok benim.."
En son ne zaman bu kadar tadına vararak nargile içtim acaba?Hatırlamıyorum.
Kaç sene önceydi bu resim..1 mi 2 mi?..Çok mutsuz,huzursuzdum yine hatırlıyorum da..Saçlarımı kısacık kestirmişim..Ne garip ya.İnsanoğlunun nankör oluşu hep bitişlerde farkediliyor.(hepimiz çok nankörüz.)
Bugün yine uzun zaman sonra oturup düşündüm.En geriden beriye,şimdiden öteye.Zor bu işler.Çok zor.Yani yine aynı cevapları verdim kendime anlayacağınız.Hoş bu defa daha farklı uygulamada çok başarılıyım çünkü yardım görüyorum.Öyle ya da böyle,herneyse işte..Bitti yavaştan.
Önce teoride,şimdi teknikte.
Tek şaşkınlığım bıçak kesiği gibi oldu, madem olabiliyordu neden bu kadar beklendi ki?
Bi dakika ya?!Konu neydi? Nargile..Ha tamam..
"Sorular sorunca dersin ki: 'Neden çocuksun?Neden büyümezsin?'
Elimde cevabım yok.
Olsa neye fayda?Yüzün bana dönmez ki.."
Kaç sene önceydi bu resim..1 mi 2 mi?..Çok mutsuz,huzursuzdum yine hatırlıyorum da..Saçlarımı kısacık kestirmişim..Ne garip ya.İnsanoğlunun nankör oluşu hep bitişlerde farkediliyor.(hepimiz çok nankörüz.)
Bugün yine uzun zaman sonra oturup düşündüm.En geriden beriye,şimdiden öteye.Zor bu işler.Çok zor.Yani yine aynı cevapları verdim kendime anlayacağınız.Hoş bu defa daha farklı uygulamada çok başarılıyım çünkü yardım görüyorum.Öyle ya da böyle,herneyse işte..Bitti yavaştan.
Önce teoride,şimdi teknikte.
Tek şaşkınlığım bıçak kesiği gibi oldu, madem olabiliyordu neden bu kadar beklendi ki?
Bi dakika ya?!Konu neydi? Nargile..Ha tamam..
"Sorular sorunca dersin ki: 'Neden çocuksun?Neden büyümezsin?'
Elimde cevabım yok.
Olsa neye fayda?Yüzün bana dönmez ki.."
Yasemin Mori
17 Haziran 2010 Perşembe
günaydınmış meğersem
-Heyecan var mı ?
Olmaz mı lan :D Mideme ağrılar giriyor ara ara.İyidir,candır.E kayıt var be olm.İlk defa bu kadar ciddiyetli devam etmekte hayatımın büyük bölümünü kaplayan müzik..Hep aynı şey söylenir ya; bu defa gerçekten farklı bunu görebiliyorum.Herkes gerçekten emek vermekte,fedakarlık yapmakta çokça.Dolayısı ile hem birbirimizi daha iyi tanıyoruz hemde daha çok değer veriyoruz..Bu da gerçekten iyi bi ekip olmamızı sağlıyor bence.Hem müzik zaten sevmediğin adamlarla iş olsun diye yapılcak birşey değil.Akıl karı değil yani..Misal yine beraber uyandık bugüne.
Ha bu arada dün en can alıcı gelişme yaşandı grupla ilgili..Artık bi ismimiz var gayrı meşru değiliz ğğ
Tamam bi dur başımda bıkbıkbık..Yazıyorum :D "Kemale sevgiler, saygılar" :P oldu mu Kemal :D
Olmaz mı lan :D Mideme ağrılar giriyor ara ara.İyidir,candır.E kayıt var be olm.İlk defa bu kadar ciddiyetli devam etmekte hayatımın büyük bölümünü kaplayan müzik..Hep aynı şey söylenir ya; bu defa gerçekten farklı bunu görebiliyorum.Herkes gerçekten emek vermekte,fedakarlık yapmakta çokça.Dolayısı ile hem birbirimizi daha iyi tanıyoruz hemde daha çok değer veriyoruz..Bu da gerçekten iyi bi ekip olmamızı sağlıyor bence.Hem müzik zaten sevmediğin adamlarla iş olsun diye yapılcak birşey değil.Akıl karı değil yani..Misal yine beraber uyandık bugüne.
Ha bu arada dün en can alıcı gelişme yaşandı grupla ilgili..Artık bi ismimiz var gayrı meşru değiliz ğğ
Tamam bi dur başımda bıkbıkbık..Yazıyorum :D "Kemale sevgiler, saygılar" :P oldu mu Kemal :D
10 Haziran 2010 Perşembe
bsktrgtrtk
Hayatımın merkezinde benim olmam normal işte bu yüzden.Sebebi bu.Çünkü en son kendine kalan yine benim.O yüzden birazdan yine "dünya bu benim etrafımda dönecek elbet vol2" ye dönecek bu yazı.
İnsanların duyguları lego değildir.Kafanıza göre şekillendiremezsiniz canınız sıkıldığında. Canınızı sıkarım.Ne anaokulundayız ne de bilişsel etkinliklere ihtiyaç duyacak kadar küçüğüz kendinize gelin.Duygular sömürülmek için değil,hissedilmek için varlar.Şimdi tam 3 aydır beynimi bıkbıkbık yorduğum bunun için gerçekten canım yana yana kendimden parçalar feda ettiğim o lanet ilk güne bildiğim tüm küfürleri yağdırıyorum.Gerçekten şuan o kadar nefret doluyum ki ne kimsenin yüzünü göresim ne konuşasım ne de başka herhangi bişi yapasım var.Tek istediğim o kimse gibi olmadığını düşündüğüm,farklı zannettiğim kişinin ,samimiyet mimikleri olduğunu sandığım aptal suratına boş bakmak.Avaz avaz susmak işte.
Tanrım sana yalvarıyorum artık olan biteni tahmin etmekten çok yoruldum..Öngörü mü herneyse bu nefret ettim.İstemiyorum bunu.
Artık istemediğim bişey daha var! SEN!
REMEMBER THİS !
Peki ben sana şimdiki 'kafamdaki sen'i anlatayım mı bebeğim? (bi tık o zaman hazır anlatılmışı var.^^)
İnsanların duyguları lego değildir.Kafanıza göre şekillendiremezsiniz canınız sıkıldığında. Canınızı sıkarım.Ne anaokulundayız ne de bilişsel etkinliklere ihtiyaç duyacak kadar küçüğüz kendinize gelin.Duygular sömürülmek için değil,hissedilmek için varlar.Şimdi tam 3 aydır beynimi bıkbıkbık yorduğum bunun için gerçekten canım yana yana kendimden parçalar feda ettiğim o lanet ilk güne bildiğim tüm küfürleri yağdırıyorum.Gerçekten şuan o kadar nefret doluyum ki ne kimsenin yüzünü göresim ne konuşasım ne de başka herhangi bişi yapasım var.Tek istediğim o kimse gibi olmadığını düşündüğüm,farklı zannettiğim kişinin ,samimiyet mimikleri olduğunu sandığım aptal suratına boş bakmak.Avaz avaz susmak işte.
Tanrım sana yalvarıyorum artık olan biteni tahmin etmekten çok yoruldum..Öngörü mü herneyse bu nefret ettim.İstemiyorum bunu.
Artık istemediğim bişey daha var! SEN!
REMEMBER THİS !
Peki ben sana şimdiki 'kafamdaki sen'i anlatayım mı bebeğim? (bi tık o zaman hazır anlatılmışı var.^^)
3 Haziran 2010 Perşembe
20 Mayıs 2010 Perşembe
öylebişeyler
"insanlar ellerinde olmadan hayatlarını yaşıyorlar.."
Tokat gibi iniyor yüzüme.Tonlamayı hangi kelimeye uygularsan uygula farklı bi anlamla yırtıyor yüzümün derisini.Ağlıyorum saatlerce,sonra susuyorum,farkediyorum ki boğazım kurumuş dilim damağıma yapışmış dişlerim birbirini törpülemiş ağladığım süre boyunca.İşkence.İlginçtir ki farkettiğim an bittiği an oluyor.Rol mü yapıyorum?Hayır.Gerçekten karışığım.Güldüğüm zamanlar gerçekten mutlu,suratım asık olduğunda gerçekten huzursuz,mutsuzum.
Bu yılım gamsızlıkla geçti..Bakıyorum da aslında en çok kendme vakit ayırdığım yıldı bu.Özellikle şubat 13 den itibaren.Ki o hayatımın dönüm noktası..Neyse..o kısımları "hızlı yaşadım biraz" diyelim geçelim.
Şu an , yani şuan dediğim tam şuandan bahsediyorum,bunu yazdığım saat diliminden..Çok garip hissediyorum.Keşke konuşurken söyleyebilmiş olsaydım dediğim bişiler geliyor aklıma..Ama yine olsa yine söyleyemem.Bişeyler istemeye hakkım olmadığından bu.Söyleyeceklerimin boş cümleler değil,istek oluşlarından..Zor,çok zor..Beklenti.
[(Bekle)+me]=?
Tokat gibi iniyor yüzüme.Tonlamayı hangi kelimeye uygularsan uygula farklı bi anlamla yırtıyor yüzümün derisini.Ağlıyorum saatlerce,sonra susuyorum,farkediyorum ki boğazım kurumuş dilim damağıma yapışmış dişlerim birbirini törpülemiş ağladığım süre boyunca.İşkence.İlginçtir ki farkettiğim an bittiği an oluyor.Rol mü yapıyorum?Hayır.Gerçekten karışığım.Güldüğüm zamanlar gerçekten mutlu,suratım asık olduğunda gerçekten huzursuz,mutsuzum.
Bu yılım gamsızlıkla geçti..Bakıyorum da aslında en çok kendme vakit ayırdığım yıldı bu.Özellikle şubat 13 den itibaren.Ki o hayatımın dönüm noktası..Neyse..o kısımları "hızlı yaşadım biraz" diyelim geçelim.
Şu an , yani şuan dediğim tam şuandan bahsediyorum,bunu yazdığım saat diliminden..Çok garip hissediyorum.Keşke konuşurken söyleyebilmiş olsaydım dediğim bişiler geliyor aklıma..Ama yine olsa yine söyleyemem.Bişeyler istemeye hakkım olmadığından bu.Söyleyeceklerimin boş cümleler değil,istek oluşlarından..Zor,çok zor..Beklenti.
[(Bekle)+me]=?
15 Mayıs 2010 Cumartesi
10 Mayıs 2010 Pazartesi
6 Mayıs 2010 Perşembe
23 Nisan 2010 Cuma
haybeden gerçeküstü saçmalık
Boyut değişimi işleri karıştırıyor.Ya bilerek isteyerek ya da bilmeden istemeden bilinçsizce uzaklaştırma eylemi mevcut.Anlamak için çabaladığımdan sanki kendim ediyormuşum gibi hissediyorum ve sonunda " kendin istedin." i duymaktan çok endişeliyim.Bu yüzden sanırım daha fazla olayın rahatlık kısmını baz almamalıyım kendime ve O'nu olduğu gibi olduğu yerde bırakıp en başa dönmeliyim tam da bugün.E vakit tamam napalım,herkesin bir kabuğu var,çekil bakalım sınırlarına biri suyunu çıkarmadan bayan turunçgil ^^.Velhasıl,sonra görüşürüz.
21 Nisan 2010 Çarşamba
19 Nisan 2010 Pazartesi
18 Nisan 2010 Pazar
lanetboksıçkakaçişgötpopo.
"Hayat özneldir,bencilce yaşanmalı"demek için buna ihtiyacım olduğunu düşünmemiştim hiç.Düşünmek çok riyakarca gelirdi bana o zaman.Şimdiyse çok daha karmaşıkken mantıklıymışım gibi geliyor ve çok rüyakarım ğğ.Hani tıpkı şey gibi ikea dergisindeki beğendiğin bi odaya iç geçirmek gibi. O.o Örneğime kurban olmalısınız.Evet.Ya o değil de aşk güzeldir..Normalde..Yersen.
17 Nisan 2010 Cumartesi
izlenmeli.
Coraline. Bir karakter vardı 'whyborn' benimsemiştim.Nasılda güzel kurgulanmış bi stopmotion animasyon.Çok sevmiştim..Hatta gidip ps2 de çocuk oyunu olmasına rağmen alıp bitirmiştim -.- Evet yaptmıştım bunu.
Birde mary and max vardı ki o favori animasyonum olan ice age ten sonra 2. sıraya yerleşmeyi başardı.Kesinlikle içinizdeki 'şefkat' i ortaya çıkaran lanet derecede başarılı bi film.
13 Nisan 2010 Salı
11 Nisan 2010 Pazar
10 Nisan 2010 Cumartesi
dünya bu,etrafımda dönecek elbet.
Yüzsüz erkeklere karşı sinirliyim.
Korkak erkeklere karşı sinirliyim.
Bencil erkeklere karşı sinirliyim.
Unutkan erkeklere karşı sinirliyim.
Değişken erkeklere karşı sinirliyim.
Doyumsuz erkeklere karşı sinirli,bunu bahane yapıp kılıfına uydurmaya çalışanlara karşı daha da sinirliyim!!!
'Sevemiyorum'cu erkeklere karşı sinirliyim.
Aşka aşık erkeklere karşı sinirliyim.
Abartı özgüvene sahip erkeklere karşı sinirliyim.
Özgüvensiz erkeklere karşı sinirliyim.
Ne istediğini bilmeyen erkeklere karşı sinirliyim.
Ne istediğini çok iyi bilip 'ne yapabilirim ki,böyle gelmiş böyle gitmeli'ci erkeklere karşı çok sinirliyim.
Mantıklı erkeklere karşı sinirliyim.
Sıkıcı erkeklere karşı sinirliyim.
Kendini komik zanneden budala erkeklere karşı sinirliyim.
Tembel erkeklere karşı sinirliyim.
Tembelliğine bahane bulabilen erkeklere hayran kalabildiğim kadar sinirliyim.Düşün artık!
Duyarsız erkeklere karşı sinirliyim.
Duy(arsız) erkeklere karşı sinirliyim.
Alışkanlıklarına körü körüne bağlı erkeklere karşı sinirliyim.
Alışkanlık edinmekten korkan erkeklere karşı sinirliyim.
Alışkanlıklarının farkında olmayan erkeklere karşı sinirliyim.
Erkek olduğunun farkında olmayan erkeklere karşı sinirliyim.
Erkek olduğunu zanneden erkeklere karşı sinirliyim.
Cinsiyet olarak erkek olduğu için bunu bahane olarak kullanan 'türlere' karşı sinirliyim.
Beğenilmek için her yolu deneyip beğenilmediğinizde çamura yatan,'sen beni yanlış anladındı' ya da 'dünya senin etrafında dönmüyor'cu erkeklere karşı sinirliyim.
Beğenilmek için her yolu deneyip beğenildiğinde geri çekilen erkeklere karşı sinirliyim.
Sabrımı zorlamayın,türünüz rahatsız etmekte!!!
6 Nisan 2010 Salı
2 Nisan 2010 Cuma
28 Mart 2010 Pazar
ben burdayım prens nerde anne ?
DİPNOT:Şarkının introsunu duyunca, "sazlıklardaaan havalanaaaaaaaaaaaağn" diye giresim gelio direk.Ama her defasında tutuyorm kendimi ğğ
22 Mart 2010 Pazartesi
21 Mart 2010 Pazar
17 Mart 2010 Çarşamba
"beşikkertme with bilmemne bıkbık"
Çok uykum var yeaa.Oha lan,ellerime laptop ışığı vurunca ne çirkin gözüküyolar O.o Küçücükler halbuki güzel sayılırlar hatta bence.Biri diğerine göre daha mı yaşlanmış ne?! Evet sağ el,normal bu o zaman.Damarlarımın çıktığını görünce pskolojik olarak etkileniyorum ve sanki o kanın basıncı beynime ağrı yapıyor,bu normal değil ğğ Mesela son paramı 3 çift ayakkabıya yatırmış olup hala ayakkabı dükkanlarının camlarına yapışıyor olmam ya da 2 tane converse gözüme kestirmiş olmamda normal karşılanmıyor :/ Beni böyle sevin :H Tutkuluyum evet.
Ulan demin beynimi bıkbık yoran kelimeler nerdesiniz?A-aa :O a yok cık garip bu.Uykudandır lan uykudan :M
muk.
Ulan demin beynimi bıkbık yoran kelimeler nerdesiniz?A-aa :O a yok cık garip bu.Uykudandır lan uykudan :M
muk.
14 Mart 2010 Pazar
bambu perdemin arasından sızan çizgili güneş ışığını seviyorum
Umursamazdı,prensipleri vardı çünkü güneşin.
Gökyüzüyle düzenli bi ilişkisi vardı asırlardır
Hani uzun sürmüş ya , efsane mi oluyor yani zaman şimdi?
Hergün aynı saatte aydınlanan gökyüzünü geniş gören bizleriz
Düşünsenize aynı tonlarda aydınlanmıyor ki .
Meridyenler bundan var işte.Çocukları.Evlatlıklar ama olsun.
Bunu onlar da biliyorlar sonuçta,sorun değil.Hala dünyayı sarıyorlar belirli cm aralıklarla.
Ne diyordum ? İşte tüm bunlar hergün tekerrür ederken bize sadece arkafonda fa# eşlik ediyor.
Hadi aşık olalım.
10 Mart 2010 Çarşamba
ceviz reçeli
-Buralara kadar geldin,dinlensene biraz..
-Yo,gitmeliyim ben,gelirken söz verdim ufaladığım ekmek kırıntılarına onları ayrı ayrı kuşlar kapmadan toplayıp anneme götüreceğime.
-Annene mi? Neden?
-Köfte istedi canım gelirken.
-Madem toplayacaksın ,ne diye ufaladın ki şapşal!hah!
-Sen hep böyle misindir?
-Ha?
-Böyle misindir diyorum.Bu kadar vurgulu?
-Vurgu?
-Aynı zamanda aptal ve sığsında.
-Sen ne..
-Bak hala sorgulamıyorsun.Yada bana kızmıyorsun.
-Kızmıyor muyum?
-Kızıyor musun ?
-Evet.
-Neden peki?
-Ha?!
-Neden diyorum,kızgınlığının sebebi ne?
-Bi..bilmiyorum.Kafamı karıştırıyorsun,dur.Küstahlığın belki.Evet sanırım bu.
-Hayır.Yine unuttun bak.Asıl sensin en büyük şapşal.
-Neyi?!
-Kızgınlığının sebebini.Saçma.
-Saçma mı?
-Evet.O kadar saçma ki sen bile unutuyorsun,sadece yargılanmamak için saçma sorularına devam ediyorsun.Böylece dinlediğini belli ediceksin,akıllı olduğunu sanıyorsun ya.
-Kes artık!
-Gidiyorum zaten.
-..
-Nereye diye sormuyorsun?
-Neden sorayım?
-Neden sormayasın?Ne yani,ağzından çıkanların hiçbiri değildi de bu soru mu saçma?
-Cevabından emin olmadığım şeyler hakkında sorular sorarım ben çocuk.bilmez misin?
-Neymiş ki cevabı,nereye gidiyorum ben?!
-Çok basit..Hiçbiryere.
8 Mart 2010 Pazartesi
itz ma' little world and imagination.itz destination!
Evet.Herkes haklıymış meğer,tüm hayat gerçekmiş.Uykularımız düzen,günlerimiz birer(birer) 'düş'müş.Tüm yanılgılar bulgu,hatalar vurgu imiş.İçimiz ister,dışımız yokluktan,tokluktan kusar imiş.Ah ne de salak varlıklarız hepimiz farkında mısınız?
Bir de memnun gibi davranmıyor muyuz halimizden..Nerde benim dedem,anneannem?Şimdi aklıma gelir anca zaten..Trajikomik bu.
Robot olmadığımızdan mı herşeyi bahane yapıyoruz acaba,bu ara bunu çok düşünür oldum ben.Hasta mıyım ne?En azından öz eleştiri yapabiliyorum,alınmaca-gücenmece,kandırmaca yok şimdi.Siz de bilirsiniz ki sık sık çok uzun konuşmam böyle ve konuştuğumda legaldir tüm cümlelerim.Bi defa bana aittir be.Neyse.
Gelgelelim ; gülelim,eğlenelim.Hayat çok adil hakkaten,paylaşmak istedim.
aha evet bunu da dinle.
http://fizy.com/s/190ygn
Bir de memnun gibi davranmıyor muyuz halimizden..Nerde benim dedem,anneannem?Şimdi aklıma gelir anca zaten..Trajikomik bu.
Robot olmadığımızdan mı herşeyi bahane yapıyoruz acaba,bu ara bunu çok düşünür oldum ben.Hasta mıyım ne?En azından öz eleştiri yapabiliyorum,alınmaca-gücenmece,kandırmaca yok şimdi.Siz de bilirsiniz ki sık sık çok uzun konuşmam böyle ve konuştuğumda legaldir tüm cümlelerim.Bi defa bana aittir be.Neyse.
Gelgelelim ; gülelim,eğlenelim.Hayat çok adil hakkaten,paylaşmak istedim.
aha evet bunu da dinle.
http://fizy.com/s/190ygn
2 Mart 2010 Salı
21 Şubat 2010 Pazar
O kadar mutluyum ki şimdi kusabilirim (f)
O kadar şahane bir his ki,neredeyse kırıyor insanın kalbini ♪♪♫
20 Şubat 2010 Cumartesi
19 Şubat 2010 Cuma
18 Şubat 2010 Perşembe
17 Şubat 2010 Çarşamba
11 Şubat 2010 Perşembe
sevgililer gününe yalnız girmemek için harcanan çabayla bi holdinge müdür olacak çok kişi tanıyorum.
Haha günaydın=] Çok garip bir tezim var. Ama doğruluğunu kesinlikle ispatlayabileceğimi sanmıyorum.Gerek te yok,uğraşmam o yüzden..=) Ama yazmazsam cidden çatlarım..
Hayatıma giren çıkan insanların benden çok şey öğrenip ,benimle şekillendiklerini bilmek elbetteki çok hoş.Ama bunu abartıp sanki kendi yaşam standartları başından beri buymuş gibi davrananlara gülüyorum gerçekten.Çektiğim fotoğraflar,aldığım kıyafetler,önerdiğim şarkıcı ve şarkılar,kullandığım cümleler hatta sımayllarla başkalarına kendinizi(Merve'yi) pazarlayıp,bununla marka olmuş gibi övünüp triplere giriyorsunuz bazılarınız.Ki o bir zamanlar beğenmediğiniz ,hatta giyinen yada beğenenlere ağır laflar ettiğiniz giyim tarzları ,sizin hatta veliahtlarınızın stilleri olmuş.Öyle ya,siz tasarladınız. =D Sadece izleyip eğlenmekle yetinebiliyorum..Ne kadar kadim bir insanmışım onu anlatıyorsunuz.Ama gücünüze gitmesin hiç,kıyamam lan. =D
Egomu seveyim bende,kuğl olayım bari ne yapayım.
10 Şubat 2010 Çarşamba
6 Şubat 2010 Cumartesi
Komik başlık.
ne bu yaşadığım?yoksa yaşıyor olduğumu mu sanıyormuşum?
farkına mı varmışım? kim nerde?..
varmamış mıyım?sonuna yada farkına?
farkım mı yokmuş?kimden,neye göre?
göre göre,bile bilemiymiş canımın acısı?
acı mı?tatlı sanki..bilemedim..
bilemedim bildiklerini..bilinmezliği sevmedim.
sevmedi mi gerçekten?YALAN!inanamam..
deseki:"inansan ya..aslında çok özledim."
farkına mı varmışım? kim nerde?..
varmamış mıyım?sonuna yada farkına?
farkım mı yokmuş?kimden,neye göre?
göre göre,bile bilemiymiş canımın acısı?
acı mı?tatlı sanki..bilemedim..
bilemedim bildiklerini..bilinmezliği sevmedim.
sevmedi mi gerçekten?YALAN!inanamam..
deseki:"inansan ya..aslında çok özledim."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)