29 Ağustos 2011 Pazartesi

Çok esneğiz..

Hepimiz birer cimnastikciyiz.Hem de artistik.

Ufacık noktalar vardır..Herşeyi anlatırlar.
Bugün o ufacık noktalardan birini dinliyorum.
O kadar saçma sapan birleşen puzzle parçaları var ki ,
şey gibi
temizlik yaparken bulunan küpe teki gibi..
Kaybolduğunda ihtiyacın olana kadar farketmezsin de , ummadığın anda bulduğunda kotunun cebinde unuttuğun parayı bulmuş gibi olursun ve onu oraya koyuşunu hatırlarsın ya.. Öyle.
O kadar saçma bi zaman ki öfkelenmem için, geçmiş olsun hatta.O kadar yani.

Nasıl düşünmem gerektiğini sürekli unutturuyor bu olaylar.Kendime bi felsefe belirleyip kendimi telkinlemeye çalışırken , mutlu olmak için çabaladığımı farkedip, yorulup, tekrar düşünmeye başlıyorum.Ve bu sürekli kendini tekrarlarken geçen tek şey zaman oluyor.Ben yine aynı yerlerdeyim.Sadece yaş olmuş yirmiüç..

Bişey beklemiyorum aslında,istiyorum sadece ki bu insan oluşumdan.
Huzurumu kendim yaratmaya çalışırken lanetli gibi başa sarmamın nedeni ben miyim ?
Yaşamaya mı çalışıyorum yoksa suikast var da her defasında ıskalandığından mı bu huzur yoksunluğum bilemiyorum.
Tek istediğim daha uzun süreli huzur.
2 günden fazla sürenlerden..
'İstikrar' ı 'huzur' la aynı cümle içinde kullanabileceğim kadar uzun..

aslında bir konu var.

26 Ağustos 2011 Cuma

"Bazen anlamazsın,
işte o zaman 'mış gibi' yapmamalısın."
Sırf, sonra anlamadığın yüzüne vurulduğunda "biliyorum" demekten utanma diye.
"Hiçbirimiz kahraman değiliz.
zira ;
yaşamak için hepimizin nefes alması gerekiyor.
Yaşamak sadece senin yapabildiğin özel birşey değil yani.
bunu hepimiz biliyoruz .
Hatta bak,bunu yazarken şuan ben de nefes alıyorum."